3 Kasım 2011 Perşembe

Fark

    Yazarken yahut konuşurken kelimeleri itina ile seçtiğimiz konulardan biri de “kadın ve onun erkekten farkı” dır. Burada da ne kadar dikkatli olmamız gerektiğinin bilinci ile bir kadının ağzından dökülen ve  “bu işin üzerine muhakkak zihni yormak gerek!” diye düşünmemize sebep olan bir cümleyi naklederek yazıya başlamayı uygun buluyoruz.
     Bir sohbet esnasında, aile fertlerinden biri olan ve şahsımdan yaşça epey büyük bir hanım tarafından dile getirilen söz aynen şöyle:  “Bence kadının aldatması; erkeğin aldatmasından daha çirkin duruyor. Tamam ikisi de kötü ama kadınınki daha çirkin duruyor.”  Belki biz, son derece samimi bir şekilde sarf edilmiş bu cümleleri, tırnak içerisinde belirtildiği şekilde kurmayı tercih etmezdik ama alıntı olduğu için aynen aktarmak durumundayız.
      Şimdi yukarıda söylenen sözü “muhafazkar(?)” aileden gelen bir hanımın söylemiş olduğunu da göz önünde bulundurarak; bahsi geçen cümlelerin kurulmasının toplumun bilinç altından kaynaklandığını söylemek suretiyle kolay bir açıklamaya gidilebilirdi. Ve bu yolla zihnî bir rahatlama sağlamak mümkündü. Ama biraz daha sakin düşünülmesi gerektiği fikri ile başımızı ellerimizin arasına aldık.
    Tam da burada, yanlış anlaşılmaya yol açabilecek kapıları sımsıkı kapatmak gayesi ile hiç vakit kaybetmeden belirtmeliyiz ki bize göre iffet ve namus kavramları kesinlikle kadına has değildir. Böyle düşünenlerin, düşünce diyarını bir an evvel terk etmeleri gerektiğini söylemekten de çekinmiyoruz. Erkeğin de namusunun olduğu ve iffetini koruması gerektiği gerçeği, eskilerin tâbiri ile izahtan varestedir.
    Fakat kadını iffet konusunda erkekten farklı kılan bir şeylerin var olduğunu söylemek, yukarıda bahsettiğimiz, düşünce dünyasından kovulmayı hak eden sınıfa girmeyi gerektirir mi? Açıkça söylemek durumundayız ki bu soruya cevabımız olumsuz!  İkisi birbirinden farklı şeylerdir.
Demek istiyoruz ki kadının iffeti ile erkeğin iffeti birbirinden farklı nitelikler arz ediyor.
    Gözlemlerimiz ve okumalarımız neticesinde, iki cinsin iffet hislerinin ciddi mânâda farklılık taşıdığına, en azından kadınlığını ve erkekliğini muhafaza etmeyi başaranlarda durumun böyle olduğuna kanaat getirmek bizce çok zor değil!
      
      Ne kadar riskli bir konuyla başbaşa olduğumuzun farkındayız fakat iyi niyetimize ve gördüğümüzü söyleme gayretimize sığınıyor;  konunun daha çetrefilli ve uzun bir hâle gelmesini de göze alarak “televizyondaki kadın”dan bahsetmek istiyoruz. Başta çikolata reklamları olmak üzere, çeşitli dizi ve filmlerde  (tabirimi mazur görün) “kadın bedeni”nin, reklam ya da filmin konusu ile alakasız işlevlerinin ön plana çıkarılması, (yine affınıza sığınarak söylüyoruz) bize onun “estetik açıdan kullanılabilirliği” hakkında fikir veriyor.
  Aslında söylenmesi gereken şu: Reklamcılar,  “kadın bedeninin kirletilebilirliğini” başka bir deyişle “kullanılmaya müsait  masumiyeti”ni çok iyi biliyorlar. Buna şu şekilde karşı çıkılabileceğini kestirmek zor değil: “Toplumumuz erkek egemendir ve bu sebeple kadın bedeni kullanılmaktadır.” Bizim kanaatimiz aksi yönde. Erkek egemen olduklarını söylemenin pek de mümkün olmadığı Avrupa toplumlarında da söz konusu durum aynıdır. Hatta bilenler bilir; reklamların birçoğu ithaldir.

   Hâl böyle oldukta; her iki cins için de “iffet, iffettir ve korunmalıdır” cümlesinin arkasında olduğumuzu belirtmekle birlikte; kirlenme durumunun neticelerinin (madden değil mânen ortaya çıkan neticelerden bahsediyoruz) iki cins arasında birebir aynı olmadığı kanaati oluştu.

   Yazının başında tırnak içerisinde verdiğimiz sözü tekrar edecek olursak: “…kadının aldatması; erkeğin aldatmasından daha çirkin duruyor. Tamam ikisi de kötü ama kadınınki daha çirkin duruyor.” 
    Şimdi yeniden anlamdırmaya çalıştığımız bu cümlelerin, bir kadının ağzından döküldüğünü tekrar hatırlarak;  kurulma gerekçesinin toplumsal bilinç altından daha büyük bir gerçeğe  yaslandığına emin olmak için belki küçük ama ciddi bir adım attığımız fikrindeyiz. Tabii bu adım, kendi dünyamız içredir. Herhangi bir iddiası yoktur!

14 yorum:

  1. Savunduğun eşitlikçi yaklaşımı bende kendi düşüncelerimde destekliyorum. Olaya iffetsel açıdan yaklaşıldığında arada bir ayrım gözetmek ve aldatmanın kadında daha çirkin durduğunu savunmak bence de yanlış bir tutum.
    Kurduğumuz cümleleri kendi lehlerine göre algılayacak erkek egemen ve çoğunluğu muhafazakar kesim olan bir toplumda yaşadığımız için dikkat etmemizde gerekiyor,haklısın.

    Fakat benim kişisel fikrim, belki sırf kendimde kadın olduğum için, bir kadının aldatmasının beni daha çok hayal kırıklığına uğratıyor olduğu.
    kadını-adamı yok bu işin, bütünüyle kabullenilmeyecek bir şey. ama ben bir kadın olarak en çok hemcinslerimin hinliklerinden utanıyorum. kendimi erkek beynine sokabilsem eminim iki durumuda dışarıdan eşit görürüm ama elimden gelen sadece kendi östrojen hormonumun tetiklediği duygular...

    sevgiler...

    YanıtlaSil
  2. Öncelikle uzun sayılabilecek ve pek de akıcı olduğunu söyleyemeyeceğimiz bu yazıyı okuma ve yorumlama zahmetiniz için teşekkür ederim.

    esasında yazı boyunca bir kaç kez tam da sizin söylediğiniz şekilde "iffet açısından bir ayrımın söz konusu olmadığı"nın altını çizmeye çalıştım fakat bunun aksinin anlaşılmasına sebebiyet verebilecek şeyler de söylemiş olmalıyım.

    Tartışma konusu yapmaya çalıştığım şey "iffet"in varlığı değil birinin diğerine üstünlüğü yahut birinin hoşgörülebilirliği de değil... Tam olarak aralarında nitelik yönünden bir fark olduğunu söylemeye çalışıyorum. Bir başka cümle ile söyleyecek olursam: ikisi de çirkinliktir. Fakat özellikleri farklı çirkinlikler... Çünkü "kirlenen"lerin özellikleri farklı..
    Yorumunuzda tarafsızlığınızı muhafaza etme gayretiniz açık..
    Tekrardan teşekkür ederim.
    Saygılar...

    YanıtlaSil
  3. Merhaba,
    Olayın dinimizce olan hükmü, hadiseyi kadın ve erkek bağlamında eşitliyor... İkiside çirkindir,Rabbim muhafaza eylesin... Biri diğerinden asla daha çirkin değildir yalnız. Kadın ve erkek arasında ki yaradılış farkı kadar bir farklılık arz eder bu çirkinlik... tabi bunlarda benim algıladığımca...:)
    selametle,

    YanıtlaSil
  4. Evet tam olarak sanırım kastım buydu :) Biri diğerinden daha çirkin değil fakat birbirinden farklı çirkinlikler..
    Kaynağı ise inananlarca "yaratılış"; inanmayanlarca bilmedikleri bir şey..
    yazı içerisinde tırnak içerisinde yer alan o tabir elbette ki yanlış lakin kastı da başka bir şey sanırım. Anlatmak için doğru sözleri bulamamış bir zihnin çırpınışı.
    daha çirkin değil yekdiğerinden daha farklı bir çirkinlik..
    Üstün ya da aşağı değil farklı.
    Yazının başlığı da buna binaen koyuldu sanırım.
    Size de zahmetiniz için çok teşekkür ederim Esma Gül hanım.
    Selametle

    YanıtlaSil
  5. esrağfurullah, gayette güzel anlatmışsınız...:)

    YanıtlaSil
  6. We, the people of Aceh condolence for the disaster that befell Turkey some time ago. Hopefully everything has been recovered and returned as usual. Greetings from Aceh!

    YanıtlaSil
  7. Thanks Reza,
    Turkey is trying to recover earthquake region.
    I'm not in earthquake region but ı know that
    Lots of people are homeless now and living in tents. But I hope that it is getting better everyday.
    We wont forget your sensitivity.

    YanıtlaSil
  8. merhaba,
    bu gün hocamız hikmete talip olmaktan söz etti, alakasız bir konudan geçiş yaparak. Zihnim bulanıp doğrulduğunda bu blog ve sizin hakkımda kısmı geldi aklıma. Hayırlı bir bayram temennisi duymak kısmettir belki bizden size diyerekten bu satırları yazmaya karar verdim... Ailenizle, sevdiklerinizle bayramı bayram kılan günler geçirmeniz duasıyla...
    Selametle kıymetli paylaşım ortağım:)

    YanıtlaSil
  9. Teşekkür ederim değerli paylaşım ortağım :)
    Ben de iade-i ziyaretimi geç de olsa gerçekleştirdim az evvel
    Selametle :)

    YanıtlaSil
  10. Kadın ve erkek pek çok noktada ayrılmasına rağmen bu konuda eşit olduklarına inananlardanım. Fakat kadının bu işi yapmada çirkinliği şu açıdan fazla olabilir. Bir erkeğin kadını etkilemesi gayet zordur :) fakat kadın bu iş için yaratılmıştır sanki. O yüzden kadın bu çirkin işe ön ayak olduğundan, kadın için daha çirkin bir fiildir. Kısacası erkeği günaha teşvik eden çoğunlukla kadındır.

    Ayrıca bir kadının bu sözü sarfetmesindeki (bence) en büyük sebep kıskançlıktır. Kadınlar çoğunlukla birbirlerinin iyiliğini düşünmezler. Sadece birbirlerini çekemediklerinden söylerler bazı sözleri.

    YanıtlaSil
  11. sayın yolcu, öncelikle hoşgeldiniz ve yorumunuz için çok teşekkür ederim.

    Yorumunuzun can alıcı cümlesi bence şurası

    "Bir erkeğin kadını etkilemesi gayet zordur :) fakat kadın bu iş için yaratılmıştır sanki."

    Tam olarak bahsetmeye çalıştığım bu.. Kadın bedenindeki bariz estetik üstünlük,
    (yazıdaki gibi tekrar affınıza sığınıyorum) aynı zamanda "kireletilebilirlik" mânâsına geliyor galiba...
    Bu benim vehmimden de ibaret olabilir.

    Kıskançlık mevzusuna gelince. Orada konuşulan konuya tam manası ile hakim olabilse idim daha iyi bir analiz yapmak mümkün olabilirdi ama sizin tahmininizle birlikte benim analizimin de kısmen kütlüğü(kıtlığı) meydana çıkmış oldu.
    Teşekkür ederim yorumunuzu esirgemediğiniz için:)

    YanıtlaSil
  12. Geçenlerde bir okuduğum bir kitapta rastladım. Bu konuda bir hadis-i şerif. Tekrar buraya dönüp paylaşmak istedim.

    http://sadece-kitaplarim.blogspot.com/2011/11/bin-erkege-bedel.html

    Burada ahlaksızlıktan bahsediliyor ama aldatmak da bir ahlaksızlıktır sonuçta.

    YanıtlaSil
  13. Teşekkür ederim. Aydınlatıcı ve yerinde oldu benim için.

    YanıtlaSil

diyorsun ki :