3 Ağustos 2011 Çarşamba

okumaktan mânâ ne ?

Hiç kuşkusuz "anlamak."
İyi ama neyi anlayacağız?

     Her şeyin evvelinde söylenmesi gereken şu : Yaşamak sandığımızdan çok daha ciddi bir iş/miş. O kadar önemli ki tek bir hayat yaşayarak bunu "anlamak" mümkün değil sanki. Muhakkak, bunca varlığın vâr olmasının geçerli bir sebebi olmalı. Peki ama ne?
    Tek bir hayat yaşayarak anlamanın mümkün olmadığını söylerken kastımız yalnızca ömür denilen sürecin kısalığı değildir. Biz, yaşadığımız yüzyıl gereği bazı deneyimleri elde edebilme imkanına sahip değiliz. Evliya Çelebi, Anadolu'nun baştan başa orman olduğunu görmüş. Biz bunu nasıl görebiliriz ki? Kızılderililer makosenleriyle basmışlar yeryüzüne, dedelerimiz çarıkla... Bizim böylesi imkanlarımız da yok. Bizim başka türlü imkanlarımız var veya imkansızlıklarımız.
    Mümkün değil Urartular zamanındaki bir gençle aynı hisleri paylaşabilmem. Yahut Gazalî'nin bir bilgisayar ekranı başına oturmuş olması ihtimal dahilinde değil. Denilebilir ki nihayetinde insan yine insan. Evet hiç tereddütsüz öyle. Ama şuuraltımız farklı, zaman algımız farklı, en önemlisi de kelimelerimiz farklı... Bunun etkileri tahmin edilemeyecek kadar fazladır. En temel hazlarımızda bile kendini hissettirir bu.
     Hâl böyle iken "okumak"tan mânânın "anlamak" olduğunu da söylemişken, neyi anlayacağımız sorusuna şu cevabı vermekte tereddüt etmemek lazım : (Bir ân iki kez yaşanmaz ilkesinden hareketle) Yaşayarak  vâkıf olmamız ihtimal dahilinde olmayan  diğer hayatları "anlamak."
    Bana göre temel gaye budur. Tabii bu, insan yazımı/yapımı kitaplar/anlatımlar için geçerli bir tanımlamadır. Kutsallığına (gönülden) inandığımız metinler (Kuran-ı Kerîm) için apayrı bir yazı kaleme almalıyım.
Sonraki konu başka insanları anlamanın imkanı üzerine olmalı.

4 yorum:

  1. Sayın yazan,
    Peki, bugün okuyup elde ettiğimiz çıkarımlarımızdan daha başka çıkarımlar, sizin de dediğiniz gibi diğer hayatlar, elde ediyorsak yarın aynı şeyi okuduğumuz da ???

    YanıtlaSil
  2. Sayın okuyan,
    Hadisenin yeni bir boyutuna temas etmişsiniz ki isabetli olmuş. Açtığınız düşünce ufku için teşekkür ederim.
    Edindiğimiz tecrübelerle birlikte daha evvel okumuş olduğumuz hayatları tekrar okumak, söz konusu hayatları doğru anlamlandırma adına muhakkak bize katkı sağlayacaktır. bu katkının yönünü kestirmek güç olsa da varlığı mutlaktır.
    Tekrar okuma işi, çok kıymetli bulduğumuz hayatlar/ metinler için yapılmalıdır belki. Lakin hangi hayatları anlamlandırma gayretinde olacağımızı belirlerken azami dikkat şart. Çünkü zaman bitiyor; nefes sayısı sınırılı..
    Sorunuz üzerine sayın okuyucu, daha derinlemesine bir fikir yürütmeyi belki bir yazı ile yapmak nasip olur.
    Cevabımın bu kadar gecikmesinden ötürü özür dilerim. Özrüm İzmir'e ablamı ziyarete gelmiş olmamdır. Selam ve saygılar...

    YanıtlaSil
  3. estağfurullah..:)
    esasında, anlamak anlayacak noktaya gelmekle mümkün oluyor... Kaç hayat sonrasında belki bir gün kendi hayatımızı anlayacağız... Rabbim anlayanlardan olmadan almasın bizi...
    sevgi ve selamlar,

    YanıtlaSil
  4. Aleyküm selam,
    dört başı mamur bir anlama erişme ihtimali, sizin de dediğiniz gibi bir çok hayat sonrasında ortaya çıkabilir belki.

    Duanıza yürekten amin!
    Bilmukabele.
    saygı ve sevgi ile.

    YanıtlaSil

diyorsun ki :