“Bî-vefâdır çün elem, kimden istersen vefâ,
Bî-vefâ dünyada sen yâr-ı vefadâr isteme!”
(Vefasızdır çünkü âlem kimden istersin vefa
Vefasız dünyada sen vefalı yar isteme)
Bu dizelerde, üzerinde durmaya değer birçok kelime var ama diğerlerini boynu bükük koymayacağımıza ve gelecekte bir gün mutlaka onlara da idrakimizi yönelteceğimize dair söz vererek aralarından “istemek” kelimesini tercih ettik.
Bilenler bilir; bir eylemin hayat hikâyesini bilmek, o eylemi kullanırken cesaretlendirir insanı. Ve insan, o eylemin taşıdığı fikri savunurken daha gözü pek olur. Bu düşüncemizden hareketle ‘isteme’nin, bir iz-deme/takip etme faaliyeti olduğunu bildirelim. İsteyen insan, “iz” sürer.
İnsanın mâkus talihi budur ki izini sürdüğü şey, hep bulamadığı/bulamayacağı şeydir. İyi de bu durum niçin kötü olsun? Tabii ki insan bulamadığının izini sürecek. O zaman o cümlemizi düzeltelim: İnsanın makus talihi, bulamadığını/bulamayacağını istemek değildir. Ya nedir? Tereddütsüz yanıtlıyoruz ki insanı en bedbaht yapan şey: Bulduğunu zannetmektir. İz sürmenin hazzından vazgeçmek; diz çökmektir.
İnsanın mâkus talihi budur ki izini sürdüğü şey, hep bulamadığı/bulamayacağı şeydir. İyi de bu durum niçin kötü olsun? Tabii ki insan bulamadığının izini sürecek. O zaman o cümlemizi düzeltelim: İnsanın makus talihi, bulamadığını/bulamayacağını istemek değildir. Ya nedir? Tereddütsüz yanıtlıyoruz ki insanı en bedbaht yapan şey: Bulduğunu zannetmektir. İz sürmenin hazzından vazgeçmek; diz çökmektir.
Ama
“Gel, bulunma bu dikenli âlemin bağında
Sus, beyhude gülsüz yerde gülizar isteme” diyerek Nesimî, niçin elimizi kolumuzu bağlıyor. Aslında bağlamıyor. Tam mânâsı ile kırıyor zincirlerimizi. Çünkü “gel bulunma" demese “isteme!” de diyemezdi. Bu alemde Vâr isen istersin/ iz-dersin.
Peki ya “İsteme!” diyenin murâdı nedir?
Vâr olma! (Yok ol!)
Peki ya “İsteme!” diyenin murâdı nedir?
Vâr olma! (Yok ol!)
Bu âlemde bulunma-ma-nın bir yolu var mı? Kuşkunuz olmasın ki var.
O zaman o yolu iz-deyin; onun izini sürün.
Ancak o zaman mümkün olsun “isteme-me”
Ey gönül,
"Vefasız dünyada sen vefalı yar isteme"